Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Alma-Verme Dengesini Korumak: Psikolojik Sağlık ve Sağlıklı İlişkiler İçin Önemli Bir Temel 

İnsan ilişkilerinin ve psikolojik sağlığımızın temeli, genellikle ne kadar verdiğimizle değil ne kadar doğru bir şekilde denge kurabildiğimizle ilgilidir. “Alma-verme dengesi” diye adlandırdığımız bu denge, kişisel sınırlarımızı ve ihtiyaçlarımızı tanımamız, kendimize değer vermemiz ve başkalarına da aynı saygıyı göstermemizle doğrudan ilişkilidir. Ne yazık ki, bu dengeyi korumadığımızda, ilişkilerimizde ve ruhsal sağlığımızda ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. 

Kendimize Değer Vermek: Verebilmek İçin Öncelikle Alabilmek Gerekir 

Kendimize yeterince değer vermediğimizde, başkalarına verme eğiliminde oluruz. İhtiyaçlarımızı göz ardı ederek, başkalarının isteklerini ve taleplerini kendi duygusal sağlığımızın önüne koyarız. Ancak, her zaman vermek, kendimizi ihmal etmek anlamına 
gelir ve bu uzun vadede tükenmeye yol açabilir. Eğer sürekli olarak başkalarına verecek enerji bulmaya çalışıyorsak, zamanla tükeniriz, çünkü içsel kaynaklarımızı tüketmiş oluruz. 

İçsel dengeyi koruyabilmek için önce kendi ihtiyaçlarımızı fark etmemiz ve kendimize değer vermemiz gerekir. Kendimize değer vermek, sadece fiziksel sağlığımıza değil, duygusal ve psikolojik sağlığımıza da özen göstermeyi içerir. Bu, dinlenmeye, kendimize 
zaman ayırmaya ve duygusal olarak kendimizi beslemeye yönelik bir bilinçli çaba gerektirir. Sadece başkalarına vermek, bizim de birer insan olduğumuzu unutmamıza sebep olur. 

Aşırı Vericilik ve Kendi Sınırlarımızı İhlal Etmek 

Aşırı verici olmak, başkalarına hizmet etme isteğiyle ortaya çıkabilir. Ancak, bu aşırı verme durumu, kendi sınırlarımızı ihlal etmemize neden olabilir. Kendi duygusal ihtiyaçlarımızı göz ardı ederek, başkalarına sürekli olarak vermek, en sonunda öfkeye yol açabilir. Çünkü bu, bir nevi kendi sınırlarımızı ihlal etmek ve kendimize hak ettiğimiz saygıyı göstermemek anlamına gelir. 

“Mutluluk, aldığımız ve verdiğimiz şeyler arasındaki dengede yatar.”Dalai Lama 

Sürekli olarak başkalarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak, içsel birikimlere ve kırılganlıklarımıza neden olabilir. Bu durumda, kendimizi hak ettiğimiz gibi sevmediğimizi ve dikkate almadığımızı hissedebiliriz. Oysa sağlıklı bir ilişki, karşılıklı saygı, anlayış ve sınırlarla mümkün olur. 

Sağlıklı Sınırlar Koymak: İyi Bir İlişkinin Temeli 

Sağlıklı sınırlar koymak, hem kendimizi koruyabilmek hem de ilişkilerimizi sağlıklı tutabilmek için kritik öneme sahiptir. Kendi sınırlarımızı belirlemek, başkalarına nasıl yardımcı olabileceğimizi ve kendimize nasıl özen gösterebileceğimizi bilmek demektir. 
Hayır diyebilmek, duygusal sağlığımızı korumanın ve ilişkilerimizi dengelemenin en önemli araçlarından biridir. 

Hayır demek, bazen zor olabilir, çünkü başkalarını kırmaktan korkarız veya “her zaman yardımcı olmalıyım” gibi bir düşünceyle hareket ederiz. Ancak, sağlıklı bir ilişki kurmak için, sınırlarımızı net bir şekilde ifade edebilmemiz gerekir. Hayır demek, başkalarını sevmediğimiz anlamına gelmez; aksine, kendi sağlığımızı koruyarak, ilişkilerimizde daha sağlam ve destekleyici olabiliriz. Kendimize saygı gösterdiğimizde, başkalarına da daha sağlıklı bir şekilde verebiliriz. 

Sonuç: Alma-Verme Dengesinin Sağlanması, Sağlıklı İlişkilerin Anahtarıdır 

Alma-verme dengesini kurmak, sadece kişisel sınırlarımızı belirlemekle ilgili değil, aynı zamanda duygusal sağlığımızı korumak ve sağlıklı ilişkiler inşa etmekle ilgilidir. Kendimize değer vererek, başkalarına verecek enerjimizi daha sağlıklı bir şekilde yönetebiliriz. Sağlıklı sınırlar koymak, duygusal tükenmişliği engeller ve ilişkilerimizin kalitesini arttırır. Hayır diyebilmek, kendimizi ihmal etmeden, sağlıklı bir denge kurarak başkalarına yardım edebilmenin temel yoludur. Unutmayın, kendinize saygı gösterdiğinizde, başkalarına da doğru şekilde değer verebilirsiniz. 

45 Comments

Leave a comment